BIST 100
10.924,53 -1,34%
DOLAR
42,2130 0,24%
EURO
48,8961 0,49%
GRAM ALTIN
5.434,09 0,83%
FAİZ
39,87 -0,05%
GÜMÜŞ GRAM
65,72 1,06%
BITCOIN
102.003,00 -1,77%
GBP/TRY
55,6260 0,42%
EUR/USD
1,1566 0,16%
BRENT
63,63 0,39%
ÇEYREK ALTIN
8.884,74 0,83%
İzmir Parçalı Bulutlu
İzmir hava durumu
18 °
  • ANASAYFA
  • ANASAYFA
  • Gebze’dekinin aynısı Şanghay’da yaşandı! Peş peşe çöküyor: ‘Temeli olsa da obruk yutar’

Gebze’dekinin aynısı Şanghay’da yaşandı! Peş peşe çöküyor: ‘Temeli olsa da obruk yutar’

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Şanghay’da 2009 yılında alışılmışın dışında bir olay yaşanmış, yapımı 2004 yılında tamamlanan 13 katlı devasa konut çökmüştü. Yapının çöküşü ve enkazın pozisyonuna bakıldığında dikkat çeken bir detay vardı. Geçtiğimiz günlerde tıpkı Şanghay’daki gibi 4 kişiye mezar olan Arslan Apartmanı da aynen bu şekilde ‘devrilmişti.’ 2009’da enkazın incelenmesinin ardından yapının temellerinin bulunduğu bölgede 30 metre derinliğinde bir obruk oluştuğu görülmüştü. Çökmenin nedenleri araştırılırken gözler, Lotus Riverside Kompleksi’nin hemen altından geçen ‘metro inşaatına’ çevrilmişti. Metronun tünelleri inşa edilirken zeminde yaşanmış bir çökme, 13 katlı yapıyı da yıkmış olabilir miydi? Yapılan ön incelemelerde, işçilerin kompleks için yeraltı garajını kazmaya başlamasının ardından binanın çöktüğü anlaşılmıştı. Üstelik çökme, kompleksin yanındaki nehir kıyısına kadar ilerlemiş ve geniş bir alana yayılmıştı. Şanghay’da yaşananlarla Gebze’deki yıkımın benzerliği akıllara pek çok soru işaretini getiriyordu. Yeraltına inşa edilecek yapıların, yeryüzünde başka yapılar varken yapılması insan hayatını tehlikeye mi atıyordu? Yoksa bunu yapmanın sağlıklı ve başarılı bir yolu var mıydı? Gebze ve Şanghay’daki yıkımların benzer yönlerini, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer, tüm detaylarıyla Milliyet.com.tr’ye anlattı.

GEBZE’DEN DARICA’YA: YERİN ALTI BOŞALIYOR MU? ‘YAĞIŞLAR İNCELENMELİ’
4 kişiye mezar olan Arslan Apartmanı’nın yıkımına ilişkin pek çok konu uzmanlar tarafından değerlendirildi. Acı tablolarla sonuçlanan yıkımın ardından bölgedeki başka yapılarda da çatlak ve kolon hasarı tespit edilmesi üzerine gerekli tedbirler alındı. Üzerinden günler geçen olay, çevre sakinlerinde panik havası yaratınca hasar ihbarı alan tek bölge Gebze’yle de sınırlı kalmadı. Darıca’dan da ‘yolun altının boşaldığı’ ya da yer yer küçük çaplı çökmeler olduğuna dair bildirimler yapılıyordu. Yerel basın da bölgedeki hasarı işaret eden görüntüler kaydediyordu. Yapısal durum dışında Arslan Apartmanı’nın yıkımında rol oynayan bir şeyler olabilir miydi? Çünkü yıkımın ‘görünen’ benzerliği Şanghay’daki örneği hatırlatıyordu. İki yapı da benzer şekilde yıkılmış, yapının bulunduğu yerde çukur oluşmuş ve her iki bölgede de yeraltı inşaatı yapılmıştı. Peki iki yıkım arasındaki benzerlikler ne ifade ediyordu? Prof. Dr. Ahmet Türer şöyle anlattı:
Alıntı Metni

Peki, Gebze’deki binanın yıkımına ilişkin yapılan çalışmalar ve yapıyı yıkıma götüren süreçte hangi detaylar dikkat çekiyor? Prof. Dr. Türer bu detayları, “Binanın eczane olan köşe kolonunun altında sorunlar olduğu, burada oturma sebepli binanın dış kaplamasında deformasyon oluştuğu ancak camdan içeride görünen kolonda ezilme patlama gibi bir hasar olmadığı, kolonun iç tarafa bakan yüzeyinde zeminden tırmanana suya benzer boyada kabarıklıklar ve nemlenme benzeri renk değişimleri olduğu görülüyordu. Ayrıca binaya yakın metro hattının geçtiği, AFAD ve resmî uzmanların ilk incelemelerinde, yıkılan binanın altında çökme tespit edildiği ve bu çökmenin yıkıma neden olduğu iddia edilmişti. Resmî uzmanlar ve AFAD ekiplerinin ilk incelemelerinde, yıkılan binanın altında büyük bir çökme veya boşluk (obruk) tespit edildiği iddia edildi. Bu durum, binanın aniden devrilerek yıkılmasının en güçlü fiziksel nedeni olarak gösteriliyor. Kaynaklar bu göçüğün yaklaşık 3-4 metrelik bir deformasyon olduğunu belirtmişti. Mevcut binaların altından geçecek metro ya da yakında yapılacak derin kazı inşaatları, geoteknik dalımız öncelikli olarak dikkatli çalışılması gereken tehlikeli bir konudur. Zemin hareketliliği, zemin altı su rejiminde değişiklikler, etraftaki binaları dolaylı olarak da etkileyebilir” diye açıkladı.
Binlerce örümceğin bu mağarada ne işi var? Yemek kavgası yok: Aynı ağda yaşıyorlar

‘RADYE TEMELİ OLSA BİLE OBRUKLAR BİNALARI YUTABİLİR’
Yapıların çökmesi bazen kendileriyle ilgili olmayabiliyor. Yapının inşa edildiği zemin üzerinde çalımalar ve gerekli önlemler tamamlansa da, toprağın derinlerine ne olduğu her zaman tahmin edilemiyor. Yeraltı sularıyla dolu olan odacıkların boşalması ve bu kanallarda yaşanan çökmeler bazen yeryüzünde de ‘obrukların’ oluşmasına neden oluyor. Konya’da sıklıkla görülen obruklar, her zaman tarım arazilerinde oluşmuyor. Geçmişte ABD’de bir evin yatak odasında oluşan 5 metre genişliğinde ve 6 metre derinliğindeki obruk Jeff Bush’u hayattan koparmıştı. Oysa Çin gibi inşaat konusunda ismini pek çok şekilde duyurmuş ülkelerde betonarme yapıların 70 yıllık bir ömre sahip olması planlanıyordu. Ancak bugünlerde birçok bina, Çin’in hızla artan inşaat patlaması sırasında yapılan hızlı ve pratikleşmiş inşaatlar nedeniyle ‘30-40 yıldan fazla ayakta kalamayacakları’ yönünde endişeleri beraberinde getirdi. Ne var ki yapıların sağlamlığı ve uzun süre ayakta kaymasıyla ilgili süreçlerin tamamı inşaata bağlı olmayabilir. Yeryüzündeki obrukların ne zaman nerede oluşacağı her zaman tahmin edilebilir olmadığından zeminde oluşacak bir obruğun binaları, insanları ve araçları yutması kaçınılmaz olabilir.
Prof. Dr. Ahmet Türer, “Zayıf zemin üzerine yapılacak yüksek katlı binalarda geoteknik mühendisi başta olmak üzere jeofizik ve jeoloji mühendislerinin incelemelerine dikkat edilmeli. Zayıf zemin koşullarında tekil temel bile kullanılsa, bağ kirişi ile temel pabuçlarının birbirine bağlanması gerekir. Zayıf zemin koşullarında yüksek su seviyesi su tablası olan durumlarda radye temel ile bütün binanın altına tek temel gibi uygulama yapılması sıklıkla görülür. Zemin daha da sorunluysa radye temele ek, temel altına yeterli sayıda ve derinlikte kazık uygulanması gerekir. Bu önlemler alınmadan zayıf zemine yapılan betonarme binalarda bu hasarlar görülebilir. Ayrıca binanın yatayda ve düşeyde uzunluk oranları önemli. Taban alanı dar ve yüksek yapıların stabilite problemi daha çok olur. Gebze’deki bina deprem sırasında çökmediği için yumuşak katın, zemin oturmasıyla ilişkisini kurmak çok kolay değil. Zeminde obruk benzeri bir boşluğun oluşup binanın bu boşluğa doğru devrilmesi gibi bir durum söz konusu ise radye temel bile olsa, deliğin büyüklüğüne göre devrilme gerçekleşebilir. Yığma yapılar betonarme yapılardan da daha ağır ve küçük oturmalarda bile çatlak oluşumu ile daha hassastır. Yapıların altında zemin suyu seviyesinin yüksek olması durumunda uygun TBM tipi seçilerek göreceli oturmaların önüne geçmek mümkündür. Bu çalışmalar öncesinde geoteknik çalışmalar titizlikle yapılıp çalışma öncesi, çalışma sırasında ve çalışmadan sonraki 2-3 yıl süresince azalan aralıklarla ölçümler yapılması da bu tür hasarların önüne geçilmesi için etkili bir yöntemdir” diyor.

İnsan etkisiyle bir çökmenin önüne geçmek için açılan tünellerde kullanılan teknikler önemli.Metro yapımı için 2023 yılında tünellerin TBM ile yapılan kazısı tamamlandı. Ancak tünellerin çoğu NATM sistemiyle açılmıştı. TBM’in NATM’a göre daha güvenilir sonuçlar verdiği ve daha çok kullanıldığı biliniyordu. Yüzde 87’si tamamlanmış olan projenin yapımı devam ediyor.
‘Türkiye’nin çok gerisindeyiz!’
Tünel açma tekniklerine ilişkin Prof. Dr. Ahmet Türer, “NATM (Yeni Avusturya Tünel Açma Metodu) zeminin deformasyonuna izin veren bir tünel açma yöntemidir. TBM (Tünel Açma Makinesi) kullanılarak yapılan kazılarda ise zeminin deforme olmasına izin vermemek ve üstündeki yapıların temellerini oynatmadan tünel oluşturmak daha mümkün” diye konuştu.

ENKAZDAN ALINAN NUMUNE YANILTABİLİR Mİ?
Birkaç saniye içinde yuvadan enkaza dönüşen yapılar, daha sonra uzmanların incelemesiyle pek çok sebep ve sonucu ortaya koyuyor. Ancak bazı durumlarda enkazlar da her zaman doğru ipuçları vermeyebiliyor. Arslan Apartmanı için de bu durum geçerli olabilir. Prof. Dr. Ahmet Türer, ‘mikro çatlaklar’a’dikkat çekerek karot örneklerinin neleri aydınlatabileceğini açıkladı. Prof. Dr. Ahmet Türer sözlerini şöyle noktaladı:
Alıntı Metni
Bakan Bayraktar: 97 bin ruhsat iptal edildi, kazı yapılan alan Türkiye’nin binde 1’i…

Gebze'dekinin aynısı Şanghay'da yaşandı! Peş peşe çöküyor: 'Temeli olsa da obruk yutar'

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Şanghay’da 2009 yılında alışılmışın dışında bir olay yaşanmış, yapımı 2004 yılında tamamlanan 13 katlı devasa konut çökmüştü. Yapının çöküşü ve enkazın pozisyonuna bakıldığında dikkat çeken bir detay vardı. Geçtiğimiz günlerde tıpkı Şanghay’daki gibi 4 kişiye mezar olan Arslan Apartmanı da aynen bu şekilde ‘devrilmişti.’ 2009’da enkazın incelenmesinin ardından yapının temellerinin bulunduğu bölgede 30 metre derinliğinde bir obruk oluştuğu görülmüştü. Çökmenin nedenleri araştırılırken gözler, Lotus Riverside Kompleksi’nin hemen altından geçen ‘metro inşaatına’ çevrilmişti. Metronun tünelleri inşa edilirken zeminde yaşanmış bir çökme, 13 katlı yapıyı da yıkmış olabilir miydi? Yapılan ön incelemelerde, işçilerin kompleks için yeraltı garajını kazmaya başlamasının ardından binanın çöktüğü anlaşılmıştı. Üstelik çökme, kompleksin yanındaki nehir kıyısına kadar ilerlemiş ve geniş bir alana yayılmıştı. Şanghay’da yaşananlarla Gebze’deki yıkımın benzerliği akıllara pek çok soru işaretini getiriyordu. Yeraltına inşa edilecek yapıların, yeryüzünde başka yapılar varken yapılması insan hayatını tehlikeye mi atıyordu? Yoksa bunu yapmanın sağlıklı ve başarılı bir yolu var mıydı? Gebze ve Şanghay’daki yıkımların benzer yönlerini, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer, tüm detaylarıyla Milliyet.com.tr’ye anlattı.

GEBZE’DEN DARICA’YA: YERİN ALTI BOŞALIYOR MU? ‘YAĞIŞLAR İNCELENMELİ’

4 kişiye mezar olan Arslan Apartmanı’nın yıkımına ilişkin pek çok konu uzmanlar tarafından değerlendirildi. Acı tablolarla sonuçlanan yıkımın ardından bölgedeki başka yapılarda da çatlak ve kolon hasarı tespit edilmesi üzerine gerekli tedbirler alındı. Üzerinden günler geçen olay, çevre sakinlerinde panik havası yaratınca hasar ihbarı alan tek bölge Gebze’yle de sınırlı kalmadı. Darıca’dan da ‘yolun altının boşaldığı’ ya da yer yer küçük çaplı çökmeler olduğuna dair bildirimler yapılıyordu. Yerel basın da bölgedeki hasarı işaret eden görüntüler kaydediyordu. Yapısal durum dışında Arslan Apartmanı’nın yıkımında rol oynayan bir şeyler olabilir miydi? Çünkü yıkımın ‘görünen’ benzerliği Şanghay’daki örneği hatırlatıyordu. İki yapı da benzer şekilde yıkılmış, yapının bulunduğu yerde çukur oluşmuş ve her iki bölgede de yeraltı inşaatı yapılmıştı. Peki iki yıkım arasındaki benzerlikler ne ifade ediyordu? Prof. Dr. Ahmet Türer şöyle anlattı:

Alıntı Metni


Peki, Gebze’deki binanın yıkımına ilişkin yapılan çalışmalar ve yapıyı yıkıma götüren süreçte hangi detaylar dikkat çekiyor? Prof. Dr. Türer bu detayları, “Binanın eczane olan köşe kolonunun altında sorunlar olduğu, burada oturma sebepli binanın dış kaplamasında deformasyon oluştuğu ancak camdan içeride görünen kolonda ezilme patlama gibi bir hasar olmadığı, kolonun iç tarafa bakan yüzeyinde zeminden tırmanana suya benzer boyada kabarıklıklar ve nemlenme benzeri renk değişimleri olduğu görülüyordu. Ayrıca binaya yakın metro hattının geçtiği, AFAD ve resmî uzmanların ilk incelemelerinde, yıkılan binanın altında çökme tespit edildiği ve bu çökmenin yıkıma neden olduğu iddia edilmişti. Resmî uzmanlar ve AFAD ekiplerinin ilk incelemelerinde, yıkılan binanın altında büyük bir çökme veya boşluk (obruk) tespit edildiği iddia edildi. Bu durum, binanın aniden devrilerek yıkılmasının en güçlü fiziksel nedeni olarak gösteriliyor. Kaynaklar bu göçüğün yaklaşık 3-4 metrelik bir deformasyon olduğunu belirtmişti. Mevcut binaların altından geçecek metro ya da yakında yapılacak derin kazı inşaatları, geoteknik dalımız öncelikli olarak dikkatli çalışılması gereken tehlikeli bir konudur. Zemin hareketliliği, zemin altı su rejiminde değişiklikler, etraftaki binaları dolaylı olarak da etkileyebilir” diye açıkladı.

Binlerce örümceğin bu mağarada ne işi var? Yemek kavgası yok: Aynı ağda yaşıyorlar

‘RADYE TEMELİ OLSA BİLE OBRUKLAR BİNALARI YUTABİLİR’

Yapıların çökmesi bazen kendileriyle ilgili olmayabiliyor. Yapının inşa edildiği zemin üzerinde çalımalar ve gerekli önlemler tamamlansa da, toprağın derinlerine ne olduğu her zaman tahmin edilemiyor. Yeraltı sularıyla dolu olan odacıkların boşalması ve bu kanallarda yaşanan çökmeler bazen yeryüzünde de ‘obrukların’ oluşmasına neden oluyor. Konya'da sıklıkla görülen obruklar, her zaman tarım arazilerinde oluşmuyor. Geçmişte ABD’de bir evin yatak odasında oluşan 5 metre genişliğinde ve 6 metre derinliğindeki obruk Jeff Bush’u hayattan koparmıştı. Oysa Çin gibi inşaat konusunda ismini pek çok şekilde duyurmuş ülkelerde betonarme yapıların 70 yıllık bir ömre sahip olması planlanıyordu. Ancak bugünlerde birçok bina, Çin'in hızla artan inşaat patlaması sırasında yapılan hızlı ve pratikleşmiş inşaatlar nedeniyle ‘30-40 yıldan fazla ayakta kalamayacakları’ yönünde endişeleri beraberinde getirdi. Ne var ki yapıların sağlamlığı ve uzun süre ayakta kaymasıyla ilgili süreçlerin tamamı inşaata bağlı olmayabilir. Yeryüzündeki obrukların ne zaman nerede oluşacağı her zaman tahmin edilebilir olmadığından zeminde oluşacak bir obruğun binaları, insanları ve araçları yutması kaçınılmaz olabilir.

Prof. Dr. Ahmet Türer, “Zayıf zemin üzerine yapılacak yüksek katlı binalarda geoteknik mühendisi başta olmak üzere jeofizik ve jeoloji mühendislerinin incelemelerine dikkat edilmeli. Zayıf zemin koşullarında tekil temel bile kullanılsa, bağ kirişi ile temel pabuçlarının birbirine bağlanması gerekir. Zayıf zemin koşullarında yüksek su seviyesi su tablası olan durumlarda radye temel ile bütün binanın altına tek temel gibi uygulama yapılması sıklıkla görülür. Zemin daha da sorunluysa radye temele ek, temel altına yeterli sayıda ve derinlikte kazık uygulanması gerekir. Bu önlemler alınmadan zayıf zemine yapılan betonarme binalarda bu hasarlar görülebilir. Ayrıca binanın yatayda ve düşeyde uzunluk oranları önemli. Taban alanı dar ve yüksek yapıların stabilite problemi daha çok olur. Gebze’deki bina deprem sırasında çökmediği için yumuşak katın, zemin oturmasıyla ilişkisini kurmak çok kolay değil. Zeminde obruk benzeri bir boşluğun oluşup binanın bu boşluğa doğru devrilmesi gibi bir durum söz konusu ise radye temel bile olsa, deliğin büyüklüğüne göre devrilme gerçekleşebilir. Yığma yapılar betonarme yapılardan da daha ağır ve küçük oturmalarda bile çatlak oluşumu ile daha hassastır. Yapıların altında zemin suyu seviyesinin yüksek olması durumunda uygun TBM tipi seçilerek göreceli oturmaların önüne geçmek mümkündür. Bu çalışmalar öncesinde geoteknik çalışmalar titizlikle yapılıp çalışma öncesi, çalışma sırasında ve çalışmadan sonraki 2-3 yıl süresince azalan aralıklarla ölçümler yapılması da bu tür hasarların önüne geçilmesi için etkili bir yöntemdir” diyor.

İnsan etkisiyle bir çökmenin önüne geçmek için açılan tünellerde kullanılan teknikler önemli.Metro yapımı için 2023 yılında tünellerin TBM ile yapılan kazısı tamamlandı. Ancak tünellerin çoğu NATM sistemiyle açılmıştı. TBM’in NATM’a göre daha güvenilir sonuçlar verdiği ve daha çok kullanıldığı biliniyordu. Yüzde 87’si tamamlanmış olan projenin yapımı devam ediyor.

‘Türkiye’nin çok gerisindeyiz!’

Tünel açma tekniklerine ilişkin Prof. Dr. Ahmet Türer, “NATM (Yeni Avusturya Tünel Açma Metodu) zeminin deformasyonuna izin veren bir tünel açma yöntemidir. TBM (Tünel Açma Makinesi) kullanılarak yapılan kazılarda ise zeminin deforme olmasına izin vermemek ve üstündeki yapıların temellerini oynatmadan tünel oluşturmak daha mümkün” diye konuştu.


ENKAZDAN ALINAN NUMUNE YANILTABİLİR Mİ?

Birkaç saniye içinde yuvadan enkaza dönüşen yapılar, daha sonra uzmanların incelemesiyle pek çok sebep ve sonucu ortaya koyuyor. Ancak bazı durumlarda enkazlar da her zaman doğru ipuçları vermeyebiliyor. Arslan Apartmanı için de bu durum geçerli olabilir. Prof. Dr. Ahmet Türer, ‘mikro çatlaklar'a’dikkat çekerek karot örneklerinin neleri aydınlatabileceğini açıkladı. Prof. Dr. Ahmet Türer sözlerini şöyle noktaladı:

Alıntı Metni
Bakan Bayraktar: 97 bin ruhsat iptal edildi, kazı yapılan alan Türkiye'nin binde 1'i

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?