BIST 100
10.640,86 0,61%
DOLAR
42,2415 0,05%
EURO
48,9768 0,08%
GRAM ALTIN
5.695,94 1,60%
FAİZ
40,14 0,25%
GÜMÜŞ GRAM
72,28 3,90%
BITCOIN
101.454,00 -1,12%
GBP/TRY
55,4838 -0,15%
EUR/USD
1,1591 0,08%
BRENT
62,77 -3,70%
ÇEYREK ALTIN
9.312,86 1,60%
İzmir Açık
İzmir hava durumu
16 °

YEREL HABER

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Beyaz Saray görüşmeleri verimliydi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Beyaz Saray görüşmeleri verimliydi

Dışişleri BakanıHakanFidanile Mısır Dışişleri, Göç ve Yurtdışı Mısırlılar Bakanı Bedir Abdulati’nin eş başkanlığında Türkiye–Mısır Ortak Planlama Grubu Birinci Toplantısı Ankara’da gerçekleşti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Gazze, Filistin’in bir parçasıdır, öyle kalmalı ve öyle muamele görmelidir. Hamas ateşkesin kalıcı olması yönünde yapıcı adımlar atma iradesine sahip olduğunu göstermekte, aynı anlayışın İsrail tarafında da olması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
SORU:Ateşkesin sürekliliğini sağlamaya yönelik görüşmelerde son durum nedir? BM güvenlik konseyine sunulan taslak metinle ilişkin değerlendirmeleriniz nelerdir? Ateşkesin kalıcı kılmak ve insani yardım koridorlarının denetimi ve lojistiği garanti altına almak için Türkiye ve mısır hangi adımların atılması gerektiğini düşünüyor?
Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati: Türkiye ve Mısır daha önce New York’ta Sayın Trump ile yapılan toplantıya da katılmışlardı. 8 Arap ülkesi katılmıştı ve bu ülkelerin arasında Mısır ve Türkiye de var. Bu 8 ülke, Başkan Trump’ın barış planını destekliyor. Bölgedeki barışı hakim kılmak için ve gazetedeki savaşı sonlandırmaya yaydığı bu planı destekliyor. Sonra Sayın Trump’ın liderliğinde bir ateşkese ulaşılmış oldu. Şu an umuyoruz ki bu ateşkes kalıcı olsun ve bunun için aynı zamanda çalışıyoruz ve çabalamaya devam ediyoruz. Bu anlaşmaya ortak bir destek ile ulaştık. Bu 4 ülkenin rolü olmasaydı bu anlaşmaya varmak mümkün olmayacaktı. Şu an bu ateşkes anlaşmasının kalıcı olmasını sağlamak için çabalamalıyız ve savaşa yeniden dönülmemesi için çabalamalıyız. Ateşkesin kalıcı olması için çabalamalıyız. İnsanın yardımı yeterli miktarda gelmesi için çabalamaya devam etmeliyiz ki Gazze’deki trajik durumla baş edilebilinsin. Ve aynı zamanda İsrail’in gazetenin geri çekilmesini sağlamak ve anlaşmanın ikinci aşamasını sağlamak. Trump anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini sağlamak. Bizler bu konuda Mısır ve Türkiye arasında yakın duruşların olduğunu görüyoruz. Yakın duruşa sahibiz. Arap ve İslam ülkeleri de aynı şekilde. Şu an şu konuya odaklıyız New York’ta. Yeni karar taslağı ile ilgili ABD’nin sunduğu karar taslağı var ve bu karar taslağı ile ilgili tartışma devam ediyor. Çünkü bu karar çok önemli olacak. Ve oluşacak oluşumların, komitelerin, yetki alanlarının belirlenmesi son derece önemlidir. İnce elenip sıkı dokunması gereken bir konu ve böylece Filistin halkının haklarını muhafaza etmiş olmalıyız, muhafaza edeceğiz. Ve uygulanabilir olması gerekiyor aynı zamanda bu maddeler. ABD’deki dostlarla diyaloglar devam ediyor. Gerek Türkiye tarafından, gerek Mısır tarafından ve gerek diğer bölge ülkeleri tarafından, bütün ilgili ülkeler tarafından. Ve buna Avrupa ülkeleri, Çin, Rusya, herkes diyalogları sürdürüyor. Ve bu karar taslağı ile ilgili konuşuyor herkes. Ve umarız ki bu konuda mutabık kalınır ve en yakın sürede bu karar çıkar ve böylece uluslararası güç gazetede görevlendirilir. Ve bunun temel görevi ateşkesin uygulanıyor olduğunu izlemek. İki tarafın buna sadık kaldığını tekrar söylüyorum, iki tarafın da buna sadık kaldığını tespit etmek ve gözlemlemek gerekiyor. Ve bu ateşkesin tamamen yasalandığı ancak uluslararası bir gücün görevlendirmesiyle mümkün olabilir. Ve bu uluslararası gücün yetki alanı son derece net olmalı ki burada katkı sağlayacak ülkeler de kendi güçlerini gazeteye gönderebilsinler. Diyaloglar devam ediyor New York’taki dostlarla, ABD’deki dostlarımızla. Umarız ki en yakın süreçte bir anlaşmaya varılır bu hususa. Teşekkür ederim.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Beyaz Saray’da gerçekleştirdiği görüşmelere ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi:
Beyaz Saray görüşmeleri verimliydi. Suriye meselesini derinlemesine konuştuk. Özellikle Sayın Witkow’la yaptığımız uzun görüşmede Ukrayna’daki durumu ve Türkiye-Amerika bu konuda nasıl bir rol oynayabilir? Rusya-Ukrayna arasındaki devam eden görüşmelerin daha ileri taşınması, tıkanmış gözüken bazı noktaların aşınması nasıl mümkün olabilir? Bununla ilgili uzun görüş alışverişlerinde bulunma imkanımız oldu. Gazze’deki ateş-geç süreciyle ilgili devam eden bazı sorunlar var. Onları nasıl aşarız? Bu türden sorunlara ateş-geç süreci nasıl olabilir? O konuları da ele aldık. Verimli bir yarım gündü Beyaz Saray’da önemli bir tür aktörlerle Türkiye’yi ve bölgeyi ilgilendiren görüşlerimizi paylaşma, karşılıklı değerlendirme imkanımız oldu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, açıklamalarına şöyle devam etti:
Türkiye ve Mısır bu kriz başladığı günden itibaren diğer bölgedeki ülkelerle beraber ve uluslararası diğer aktörlerle beraber çok yakın bir işbirliği içerisinde oldular. Özellikle Türkiye ve Mısır Filistin sonunda Gazze’de devam eden savaşta üç alanda çok yakın işbirliği içindeydi. Birincisi insani yardımlar meselesi biliyorsunuz. Gazze’ye, sınır kapısı, El Ariş Refah, Liman, Mısır Kızılay’ı, bunların hepsi önemli aktörler, önemli yerler Filistin’e yardım ulaştırmak için Türkiye devlet ve millet olarak bu konudaki hassasiyeti ve yardımları üzerinden gösterme konusunda kararlı ve Mısır’ın bu konudaki işbirliği bizim için gerçekten tarihi bir işbirliği oldu. Dostumla da konuştuk yani bu işbirliğini daha kurumsal hale getirip Afrika başta olmak üzere bölgede ikimiz için de önemli olan diğer kriz alanlarına insani yardımları ulaştırmaya beraber devam edebiliriz. Diğer bir alan Gazze’deki savaşın sona erdirmesi, soykırımın durması için nasıl bir süreç ilerletilebilir? Özellikle bu konuda oluşturduğumuz temas grubunda hep beraber son iki yıldır yılmadan usanmadan çalıştık. Özellikle Uluslararası Arena’da başta Birleşmiş Milletler olmak üzere bu mesele nasıl ilerletilebilir? Ciddi bir çalışma içerisindeydik. Amerikalıların tabii bu konudaki başta Sayın Trump olmak üzere ortaya koyduğu irade, çaba fevkalade önemli. Burada New York’ta yapılan görüşme tarihi bir dönüm noktası oldu. Burada Mısır’ın ve Türkiye’nin de dahil olduğu diğer altı Müslüman ülkenin bir araya gelerek sekiz ülke toplamda. Sayın Trump’la meseleyi etraflıca ele alması artık bölgenin kalıcı barışını tamamıyla sadece Filistin özdesi de değil, genel olarak tehlikeye altına girdiğini ifade etmeleri ve oradan sonra başlayan ateşkes süreci önemli bir şey.

Tekirdağlı şehit İlker Aykut'un babası kahreden tesadüfü anlattı: Allah bana bunu söyletti

Tekirdağlı şehit İlker Aykut’un babası kahreden tesadüfü anlattı: Allah bana bunu söyletti

Askeri kargo uçağının Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşmesi sonucu şehit olan Hava Uçak Bakım Astsubay Başçavuş İlker Aykut’un Tekirdağ’ın Muratlı ilçesinde yaşayan ailesini çok sayıda kişi ziyaret ederek taziyelerini iletti.Taziyeleri kabul edenlerden baba Ünal Aykut, zaman zaman duygusal anlar yaşadı.
Ünal Aykut, AA muhabirine, oğluyla Azerbaycan’a göreve gitmeden önce telefonla görüştüğünü belirterek, oğlunun dış göreve ilk defa gittiğini söyledi.
“İLLA ARARDI, ARAMADI”
Şehit haberini almadan bir gün önce oğluyla telefonda görüştüğünü ve annesinin rahatsız olduğunu ilettiğini aktaran Aykut, “Sabah kalktık, illa o bizi arardı, aramadı. Biz de nasıl olsa gelecek diye rahattık. Sonra şehit haberi geldi.” dedi.
Oğlunun bulunduğu uçağın düştüğünü kardeşinden öğrendiğini anlatan Aykut, şunları aktardı:
“ALLAH BANA BUNU SÖYLETTİ”
“Kardeşim beni aradı. ‘Azerbaycan’da uçak düşmüş.’ dedi. Bekledik, akşam üzeri kara haber geldi. Benim oğlum, Ahmet’in, Mehmet’in oğlu olur. Birileri bu işle mücadele edecek. Etmezse, vatanımız olmaz. Bizim gibi binlerce şehit ailesi var. Hepsinin gözlerinden öperim. Çok ağır bir şey. Allah kimsenin başına vermesin ama bunlar olmadan memleket olmaz. Vatan yaşasın istiyorsak bazılarımızın evlatları böyle gidecek. Ama geçen bir röportajda gördüm. Bir ninemizi haberci arkadaş mezarlığa götürüyor. Evladı şehit. Ona yazdım. ‘Anacığım başın sağ olsun, Allah mekanını cennet etsin ve nurlar içerisinde yatsın.’ Allah bana bunu söyletti, 3 gün sonra benim evladım şehit oldu.”
Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Candan Yüceer de Ünal Aykut’u ziyaret ederek taziye dileklerini iletti….

DMM iddiaları yalanladı: iki ülke ilişkilerini zedelemeyi amaçlayan dezenformasyon

DMM iddiaları yalanladı: iki ülke ilişkilerini zedelemeyi amaçlayan dezenformasyon

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), “Türkiye’nin, Hindistan’daki terör eylemiyle bağlantılı olduğu” iddiasını yalanladı.
İlginizi Çekebilir
DMM’den yapılan açıklamada, Hindistan’da yayın yapan bazı medya kuruluşlarında, “Türkiye’nin Hindistan’daki terör eylemleriyle bağlantılı olduğu, terör gruplarına lojistik, diplomatik ve finansal destek sağladığı” yönünde yayınlar yapıldığı belirtildi.
“Yapılan maksatlı yayınlar, iki ülke ilişkilerini zedelemeyi amaçlayan kötü niyetli bir dezenformasyon kampanyasının parçasıdır.” görüşüne yer verilen açıklamada, “Türkiye, her türlü terör eylemini nerede ve kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin kesin bir biçimde reddetmekte, uluslararası toplumla iş birliği içinde terörle mücadelede öncü bir ülke konumunda yer almaktadır.” denildi.
Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Terörle Mücadele Küresel Stratejisi’ne aktif katkı sağladığına, NATO’nun terörle mücadele politikalarının şekillenmesinde de etkin rol üstlendiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Türkiye’nin Hindistan’a veya herhangi bir başka ülkeye yönelik ‘radikalleşme faaliyetinde bulunduğu’ iddiası, tamamen dezenformasyon amaçlıdır ve hiçbir somut dayanağı bulunmamaktadır. Türkiye’yi hedef alan bu tür asılsız ve manipülatif haberler, ülkemizin uluslararası barış, güvenlik ve istikrara yaptığı katkıları gölgelemeye yönelik çabalardır. Kamuoyunun bu tür dezenformasyon içerikli iddialara itibar etmemesi önemle rica olunur.”
Şüpheli Necati Özkan’ın ‘örgüt üyeleri ve usulsüz iş alanlar arasında bağlantı kurduğu’ iddiası
Bakan Bayraktar, Libya Başbakanı Dibeybe ile enerji alanında işbirliğini görüştü…

Şüpheli Necati Özkan'ın 'örgüt üyeleri ve usulsüz iş alanlar arasında bağlantı kurduğu' iddiası

Şüpheli Necati Özkan’ın ‘örgüt üyeleri ve usulsüz iş alanlar arasında bağlantı kurduğu’ iddiası

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü”ne yönelik yürütülen soruşturmada 105’i tutuklu, 5’i “müşteki şüpheli” olmak üzere toplam 407 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, örgüt yöneticilerine bağlı şüpheliler hakkında yapılan değerlendirmeler yer aldı.
İlginizi Çekebilir
İddianamede, “örgüt yöneticisi” olarak yer alan şüpheli Ertan Yıldız’a bağlı olarak örgüt üyeleri İSTAÇ Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay, Ağaç AŞ Genel Müdürü Ali Sukas, KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt, Mehmet Karataş, Hüsnü Yüksel Tunar, Ümit Polat ve Burak Korzay yer aldı.
Şüpheli Ali Kurt hakkında yapılan değerlendirmelerde, Yıldız’a bağlı hareket ettiği, bununla birlikte doğrudan İmamoğlu’yla da irtibat kurabildiği, KİPTAŞ’ın işlerini kamu zararı oluşturacak şekilde müteahhitlere verdiği aktarıldı.
İddianamede, bu işler karşılığında müteahhitlerden hem kişisel zenginleşme hem de örgüt sisteminin faydalanması için rüşvet aldığı, Kurt’un KİPTAŞ’ta yapılan inşaatlarda kurduğu dolandırıcılık sistemiyle birçok projede kamu zararı olacak şekilde düşük fiyat belirlettiği, daireleri örgüt üyelerinin yakınları üzerine almasını sağladığı kaydedildi.
Şüpheli Ümit Polat’ın, Ağaç AŞ’de 2025’e kadar satın alma müdürü olarak görev yaptığı, bu süreç içerisinde Ağaç AŞ’den iş alan firma sahiplerini Ali Sukas ile birlikte görüşmeye davet ederek yaptıkları işle orantılı olacak şekilde örgüte pay vermeleri hususunda baskı yaptığı iddianamede ifade edildi.
KİPTAŞ’TAKİ YAPILARIN ÖRGÜT ÜYELERİNİN YAKINLARININ ALMASININ SAĞLANDIĞI İDDİASI
İddianamede, örgüt yöneticisi Adem Soytekin’e bağlı olarak şüpheliler Veysel Erçevik, Serpil Altıntaş, Altan Gözcü, Nezahat Kurt, Bülent Yılmaz, Ogün Soytekin yer aldı.
Şüpheli Nezahat Kurt’un Soytekin’e ait şirketlerin KİPTAŞ’ta yaptığı projelerin koordinasyonunu sağladığı iddianamede anlatıldı.
İddianamede, Kurt’un düşük fiyat belirlenen daireleri örgüt üyelerinin yakınlarının üzerlerine almasını sağladığı, diğer dairelerden el altından “kapora” adı altında temin ettiği gelirleri Adem Soytekin üzerinden örgüt sistemine aktardığı, örgütün amaç ve faaliyetlerini benimseyerek örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu belirtildi.
Örgüt yöneticisi Murat Gülibrahimoğlu’na bağlı hareket eden örgüt üyelerinin ise Sarp Yalçınkaya, Cem Çelik, Volkan Ateş, Hakan Karanis, Adem Başer, Yağmur Cansu Yeşilyurt ve Yener Torunler olduğu iddianamede bildirildi.
İddianamede, şüpheli Hakan Karanis’in Gülibrahimoğlu’na bağlı hareket ettiği, İmamoğlu’nun çocukluk arkadaşı olduğu ve Gülibrahimoğlu’nun örgüte dahil olmasını ve süreç içerisinde yönetici olmasında etkin rol aldığı kaydedildi.
Karanis’in örgüt elebaşı ile örgüt yöneticisi arasında bir köprü vazifesi gördüğü, örgüt yöneticisi tarafından şüphelinin banka suç gelirlerini aklamak amacıyla birçok para transferi yaptığı aktarıldı.
Gürcistan’da düşen C-130 uçağında 20 şehit! Enkaz alanından son bilgiler
ŞÜPHELİ NECATİ ÖZKAN HAKKINDAKİ DEĞERLENDİRMELER
İddianamede örgüt yöneticisi Hüseyin Gün’e bağlı hareket ettiği değerlendirilen Necati Özkan hakkında yapılan tespitlerde, Özkan’ın “siyasal, askeri casusluk” suçundan başka soruşturmada tutuklu bulunan Gün ile uçtan uca şifreli gizli mesajlaşma uygulamaları ile yurt dışında bulunan kişilere bilgi aktardığı paylaşıldı.
Özkan’ın Hüseyin Gün ile Ekrem İmamoğlu arasındaki iletişimi gizlilik kurallarına riayet ederek sağladığı anlatılan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
“Hüseyin Gün’ün düzenlediği raporları örgüt elebaşına aktardığı, örgüt elebaşının seçim propagandalarında yapacağı konuşmalarında etkisinin yazışmalardan anlaşıldığı, şüphelinin ‘İstanbul Senin’ uygulamasının organizasyonunu Melih Geçek ile birlikte Hüseyin Gün’ün çizdiği teknik çerçevede yürüttüğü, örgüte yönelik operasyon yapılacağından bahisle gizlilik prensibi adı altında tüm örgütsel dokümanların saklanması ve örgütün deşifre olmamasına yönelik çalışmalarda bulunduğu, şüphelinin örgütün gizlilik kurallarına üst seviyede riayet ettiği…”
İddianamede, şüpheli Özkan’ın ofisinde muhtelif tarihlerde, İBB ve iştiraklerinde görevli olan üst düzey yönetici örgüt üyesi şüpheliler ile belediyeden usulsüz iş alan reklam şirketlerinin yetkilileri olan bazı şüphelilerle toplantı yaptığı anlatıldı.
Özkan’ın her iki taraf arasında yasa dışı iş bağlantıları kurduğu, bu hususların dosya kapsamındaki kolluk tutanağında yer alan ziyaretçi kayıt defterinden ve kamera kayıtlarından net olarak tespit edildiği, bu suretle suç örgütünün hiyerarşisi içerisinde İmamoğlu’nun talimatları doğrultusunda hareket eden şüphelinin örgütsel konumu ve süreklilik arz eden eylemlerinin niteliği nazara alındığında “özel vasfa haiz üye” olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
DİJİTAL MATERYAL İNCELEMELERİ
İddianamede Necati Özkan’ın dijital materyal incelemesinde, “Ekrem İmamoğlu ve Geliyorum Diyen Operasyon” başlığı bulunan, dijital olarak çıktısı alınmış bir yazı olduğunun görüldüğü aktarıldı.
Özkan’ın dijitallerindeki diğer ekran alıntısında ise not kağıdı üzerine el yazısıyla yazılmış olan ve mevcut imkanlar dahilinde çözümlemesi yapılan içerikte “Rıza+6 belediye toplantı, partinin başına geçmek, Trump ile görüşme, Devlet Bahçeli’ye randevu yapmak erken seçim anlaşması, İst. Yeni vali gelecek arkasından kayyum ve yardım, Chp’nin iyi çalışmadığı, Mansur’un şehirlerde bürolar açtığı çalışma yaptığı ve milliyetçi kanal ile görüşmeler yaptığı, Özgür’den şikayetçiler, Örgüt Mansur’u çıkaracak, Vekiller sarhoş geliyor, odalarında alkol var, milletvekili istifa ve ara seçim, siyasi çevre yok, akademi çevre var sadece” yazdığının değerlendirildiği iddianamede yer aldı.
Son dakika… Düşen askeri kargo uçağında ne taşınıyordu? Özay Şendir detayları açıkladı…

Afyonkarahisar'da fabrikada patlama: 10 kişi yaralandı

Afyonkarahisar’da fabrikada patlama: 10 kişi yaralandı

Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yağ fabrikasının kazan dairesinde patlama meydana geldi. İhbar üzerine bölgeye sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Yaralanan 1’i ağır 10 kişi, ambulanslarla kentteki hastanelere kaldırıldı.
İlginizi Çekebilir
Afyonkarahisar’da yağ fabrikasında meydana gelen patlamada 10 kişi yaralandı. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yağ fabrikasının kazan dairesinde henüz bilinmeyen nedenle patlama meydana geldi.
İhbar üzerine bölgeye sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Yaralanan 1’i ağır 10 kişi ambulanslarla kentteki hastanelere kaldırıldı.
Olayla ilgili bölgede başlatılan inceleme sürüyor.
“MAKİNE VE EKİPMAN BAKIMI SIRASINDA GERÇEKLEŞEN BİR DURUM”
Afyonkarahisar Vali Yardımcısı İhsan Ayrancı, AFAD İl Müdürü Ali Altındal, İl Sağlık Müdürü Hakkı Öztürk ve yetkililer, fabrikada incelemede bulundu.
Ayrancı, incelemenin ardından gazetecilere, patlamanın kazan dairesinde kullanılan gazdan kaynaklandığını söyledi. Yaralılardan birinin durumunun daha ciddi olduğunu ancak hayati tehlikesi bulunmadığını belirten Ayrancı, şöyle konuştu:
“Diğer yaralılarımız da iyi durumda. Olayın ardından 5 ambulans, 4 AFAD ekibimiz ve 5 itfaiye aracımız hızlı bir şekilde iş yerine intikal etti. Şu an için fabrikamızda olumsuz bir durum yok. Faaliyette olmayan bir fabrikaydı. Makine ve ekipman bakımı sırasında gerçekleşen bir durum maalesef. Gerekli tahkikatlar başlatıldı. Bu çalışmanın ardından sonuç ortaya çıkacaktır.”

Gürcistan’da düşen C-130 uçağında 20 şehit! Enkaz alanından son bilgiler

İzmir Büyükşehir Belediyesi otobüs terminalini işleten İZOTAŞ'a haciz işlemi başlattı

İzmir Büyükşehir Belediyesi otobüs terminalini işleten İZOTAŞ’a haciz işlemi başlattı

Belediyeden yapılan açıklamada, yap-işlet-devret modeliyle 1997’de hayata geçirilen otobüs terminalinin 25 yıllığına imzalanan sözleşmesinin 14 Aralık 2023’te sona erdiği belirtildi.
İlginizi Çekebilir
Sözleşmenin tarafı İZOTAŞ’ın, pandemiyi gerekçe göstererek terminali 7 yıl daha kullanmak amacıyla dava açtığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Mahkeme, 2023’te İZOTAŞ lehine tahliyeyi engelleyen bir tedbir kararı aldı. İzmir’e yaraşır bir otogar yapısı ve işletmesinin tesisi için Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İZULAŞ AŞ’ye terminalde üst hakkı tanıyarak ayni sermaye de verilmiştir. Ayrıca söz konusu dava ilk derece mahkemesinde ve istinaf sürecinde İzmir Büyükşehir Belediyesi lehine sonuçlandı. Böylece şirketin 7 yıl uzatma talebi ilk derece mahkemesinde ve istinaf yargılamasında reddedilmiştir. 2023’te sona eren yap-işlet-devret sözleşmesinin ardından terminalin haksız işgali nedeniyle tahliye yapılmaksızın İZOTAŞ’tan ecrimisil talep edilmiş ancak bu süreçte yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamamıştır. Terminalde kiracı sıfatıyla mevcut olan esnaf, otobüs işletmeleri açısından da belirsizliği bir nebze olsun giderebilmek amacı ile hukuk sınırları içinde gerekli tüm işlemler başlatılmış bulunmaktadır. İzmir Büyükşehir Belediyesine ait terminalin haksız işgali nedeniyle ecrimisil bedellerinin tahsili için mevzuatın verdiği yetki kapsamında haciz işlemleri yapılacaktır. Söz konusu hukuki işlemler alacağın tamamı tahsil edilinceye kadar devam edilecektir. Tahliyeye ilişkin tedbir kararının kaldırılmasını takiben terminalinde yenileme ve işletme çalışmaları başlatılacak, en kısa vadede İzmir’in hakkettiği bir terminal yapılanması oluşturulacaktır.”
İZOTAŞ’TAN AÇIKLAMA
İZOTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Niyazoğlu, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, şirketin sözleşmesinin Aralık 2023’te sona erdiğini, pandemi döneminde yaşanan gelir kayıpları nedeniyle belediyeden ek süre talep ettiklerini belirtti.
Belediyenin ek süre talebini reddetmesi üzerine uyarlama davası açtıklarını ve davada ihtiyati tedbir kararı verildiğini aktaran Niyazoğlu, “Yargılama esnasında alınan bilirkişi raporlarında otobüs terminaline pandemi döneminde normal zamana göre 314 bin otobüsün giriş yaptığı ve bu sebeple firmanın 2020 rakamlarına göre 70 milyon lira civarında zarar ettiği tespit edildi. Mahkeme, karar kesinleşinceye kadar tedbirin devamına karar verdi. Biz de kararı temyiz ettik. Dosya Yargıtay’da derdesttir.” ifadelerini kullandı.
İhtiyati tedbir kararıyla otogarı işletmeye devam ettiklerini vurgulayan Niyazoğlu, şunları kaydetti:
“Danıştay’ın kararlarında da ‘tedbir kararı ile ecrimisil tahakkuk ettirilemez’ denilmektedir. Bu halde ecrimisil tahakkuku yasal olmaz. Buna rağmen bir anlaşma yolu bulduk ancak tam anlaşmak üzereyken bu kez belediye yine 2024 yılı için ilave olarak 168 milyon lira daha ecrimisil tahakkuk ettirdi. Yani 2024 yılında benim toplam cirom 250 milyon lira iken, belediye benden 2024 yılı için 305 milyon lira ecrimisil istiyor. Bu ecrimisillere idare mahkemelerinde davalar açtık. Şimdi belediye yargı sonucunu beklemeden sırf beni yıpratmak, yıldırtmak için baskı yapıyor, tüm gelirlerimi haczediyor. Bu durumda benim işletmeyi sürdürmemi ve maaş, elektrik gibi giderleri ödememi engellemeye çalışıyorlar. Bu durum kamu hizmeti olan şehirlerarası yolcu taşımacılığının durması demektir.”

Son dakika… Düşen askeri kargo uçağında ne taşınıyordu? Özay Şendir detayları açıkladı…

22 yıldır aranan kardeş katili, annesinin evinde yakalandı

22 yıldır aranan kardeş katili, annesinin evinde yakalandı

Olay, 31 Mayıs 2003’te, Afşin ilçesi Emirli Mahallesi’nde meydana geldi. Garip Bülbül ve D.K.’nin bulunduğu evden gece silah sesleri geldi. İhbarla adrese sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Eve giren ekipler, Garip Bülbül’ün öldüğünü belirledi. Ağır yaralanan D.K. ise ambulansla götürüldüğü hastanede tedaviye alındı.
Olaya ilişkin soruşturmada cinayeti Garip Bülbül’ün ağabeyi Cengiz Bülbül’ün işlediği tespit edildi ancak şüphelinin izine rastlanmadı. Hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılan Cengiz Bülbül, bulunamadı.
ANKARA’DA FARKLI KİMLİKLE SAKLANMIŞ
İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, 22 yıldır firari olan Cengiz Bülbül’ün, zaman zaman ilçenin kırsal Gerger Mahallesi’nde yaşayan annesinin evine geldiği bilgisine ulaştı. JASAT ekipleri, Bülbül’ün annesinin evini takibe aldı. Aylar süren takip sonrası Bülbül’ün annesinin evine geldiğinin tespiti üzerine, JASAT ekipleri, adli makamlardan alınan arama kararıyla adrese operasyon düzenledi. Garip Bülbül, Ş.Ö. adlı erkeğe ait kimlikle yakaladı. Gözaltına alınıp Afşin Jandarma Komutanlığı’na götürülen Cengiz Bülbül’ün yıllarca Ankara’da saklandığı ve bu sürede Ş.Ö.’ye ait kimlik bilgilerini kullandığı belirlendi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Cengiz Bülbül, tutuklandı.
Son dakika… Düşen askeri kargo uçağında ne taşınıyordu? Özay Şendir detayları açıkladı…

İstanbul'da 494 kilo uyuşturucu madde ele geçirildi! Operasyonda 7 şüpheli tutuklandı

İstanbul’da 494 kilo uyuşturucu madde ele geçirildi! Operasyonda 7 şüpheli tutuklandı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 26-30 Ekim tarihleri arasında yürütülen ‘Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti’ suçuna yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında Arnavutköy, Esenyurt ve Büyükçekmece ilçelerinde belirlenen adreslere eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Operasyonlarda 7 şüpheli gözaltına alınırken, yapılan aramalarda 130 kilo eroin, 274 kilo metamfetamin ve 90 kilo kokain olmak üzere toplam 494 kilo uyuşturucu madde ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 7 şüphelinin tamamı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından operasyon kapsamında ele geçirilen uyuşturucu maddelerin yer aldığı ‘sergili’ basın açıklaması, bugün Vatan Yerleşkesi A Blok önünde gerçekleştirildi.

‘ŞEHİTLERİMİZE RAHMET, AİLELERİNE SABIR DİLİYORUM’
Sergide konuşan İstanbul Emniyet Müdürü Selami Yıldız, “Değerli basın mensupları, öncelikle dün Osmaniye’de şehit olan polis memurumuz Faruk Şahin ve Milli Savunma Bakanlığımıza ait askeri kargo uçağının Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşmesi sonucu şehit olan 20 askerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine, milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum” dedi.
‘NARKOTİK MÜCADELEMİZ MİLLETİMİZE OLAN BORCUMUZDUR’
Yıldız, “Sayın bakanımızın açıkladığı üzere, İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğümüz son bir hafta içerisinde 3 ilçemizde yaptığı operasyonlarda 7 şahsı yakalamış, bu şahısların tamamı tutuklanmıştır. Operasyonlar sonucunda 494 kilogram metamfetamin, eroin ve kokain ele geçirilmiştir. Temiz bir gençlik ve güçlü bir gelecek için yaptığımız narkotik mücadelemiz yalnızca bir görev değil, aynı zamanda milletimize ve insanlığa olan borcumuzdur. İstanbul Emniyet Müdürlüğü olarak, narkotik suçlarla mücadelede kararlılıkla, İstanbul halkının desteğiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Desteklerinizden dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Son dakika… Düşen askeri kargo uçağında ne taşınıyordu? Özay Şendir detayları açıkladı…

İmamoğlu iddianamesi: 6 yöneticiye ilişkin çarpıcı tespitler

İmamoğlu iddianamesi: 6 yöneticiye ilişkin çarpıcı tespitler

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yönetici pozisyonda bulunan şüpheli Fatih Keleş’in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı döneminde örgüt elebaşı şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı ve İBB Spor Kulübü’nün başkanı olduğu, 2009-2013 yılları arasında İmamoğlu ile birlikte CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu’nda görev aldığı, 2014-2022 dönemlerinde Beylikdüzü Belediyesi’nde CHP Meclis üyesi olarak yer aldığı aktarıldı.
İlginizi Çekebilir
ŞÜPHELİ FATİH KELEŞ İLE İLGİLİ TESPİTLER
İddianamede Keleş’in, örgüt liderinin gizli kasası olduğu, örgütün oluşmaya başladığı dönemden günümüze kadarki olan tüm süreçlerde aktif bir şekilde rol oynadığı ve örgütün en önemli yöneticisi konumunda bulunduğu iddia edildi.
İş insanları ile olan rüşvet görüşmelerini ya da rüşvetin teminine aracılık yaparak para akışını “sisteme” dahil ettiği, para alışverişine ilişkin görüşmeleri İBB Başkanlık konutunda bizzat kendisinin gerçekleştirdiği aktarılan iddianamede Keleş’in, belediye içerisinde başka herhangi bir sıfat ya da sorumluluğu bulunmamasına rağmen İBB’nin Floryada’ki başkanlık konutunu kullandığı vurgulandı.
İddianamede, şüpheli Fatih Keleş’in İBB’ye bağlı iştirakler ile Genel Sekreterlik üzerinden yürütülen ihalelerde etkin rol oynadığı, ihalelerin kime verileceği, hak edişlerin ödenmesi ve davet edilecek firmaların belirlenmesi gibi süreçleri yönettiği, ayrıca iş insanlarının imar, iskan ve ruhsat başvuruları sırasında belediye görevlileriyle yapılan pazarlıklarda rüşvetin belirlenmesi ve aktarılması aşamalarında aracılık yaptığı öne sürüldü.
İddianamede, 2014 öncesi herhangi bir mal varlığı bulunmayan Keleş’in, 2014-2019 arasında 1 arsa ve 1 zeytinliğinin olduğu, 2019 sonrasında ise 1 dükkan, 5 arsa ve 2 ofisin olduğu aktarıldı.
Keleş’in yüzde 100 sahibi olduğu Dörter Mermer Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’nin gelir tablosunda 2023’te hiç satış kaydı olmamasına rağmen 2024’te 368 milyon lirayı aşan net satış gerçekleştirdiğinin görüldüğü iddianamede kaydedildi.
ŞÜPHELİ MURAT ONGUN İLE İLGİLİ TESPİTLER
İddianamede, İBB Başkan Danışmanı ve Medya AŞ Yönetim Kurulu Üyesi şüpheli Murat Ongun’un, belediye içinde resmi görev tanımı bu unvanlarla sınırlı olmasına rağmen, örgütte “yönetici” pozisyonunda yer aldığı belirtildi.
Ongun’un, Medya AŞ, Kültür AŞ ve Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı ile ilgili tüm talimatları verdiği, reklam panolarının kullanımı, bu işlemlerden elde edilecek gelirler, ihalelere katılacak firmaların belirlenmesi, ödemelerin yönlendirilmesi ve sosyal medya–basın yapılanmasının idaresinde etkin rol oynadığı öne sürüldü.
Emniyet raporuna göre Ongun’un, Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde basın danışmanı olarak görev yaptığı, İmamoğlu’nun İBB Başkanlığı sonrasında ise Medya AŞ ve Dijital Medya AŞ’nin yönetimine getirildiği aktarıldı.
İddianamede yer alan tapu kayıtlarına göre, Ongun’un 2014 öncesi taşınmazı bulunmazken, 2019 sonrasında adına 1 konut, 4 arsa, 1 fındık bahçesi ve 1 tarla kaydı işlendiği, üzerine araç kaydı bulunmadığı tespitine yer verildi.
En zor karar! İsveç’te 30 metrekare evde yerde uyudu: ‘Her şeye sıfırdan başladım’
“MADEN SAHALARI ÜZERİNDEN SİSTEME PARA AKTARDI”
İddianamede, “örgüt yöneticisi” konumunda olan isimlerden şüpheli Murat Gülibrahimoğlu’nun ise Cebeci bölgesindeki maden sahalarını, 2019 sonrasında Ekrem İmamoğlu’nun bilgisi dahilinde satın alarak kontrol altına aldığı iddia edildi.
İSTAÇ’a ait resmi hafriyat alanlarının 2021’den itibaren bu maden sahalarına yönlendirildiği, böylece hafriyat gelirlerinin Gülibrahimoğlu’nun şirketleri üzerinden “sisteme” aktarıldığı öne sürüldü.
Gülibrahimoğlu’nun diğer örgüt yöneticileriyle yakın ilişkiler kurduğu, İBB’nin İSTAÇ ve İSFALT gibi iştiraklerinde usulsüz ihaleler aldığı, kamu zararı oluşturacak nitelikte sözleşmeler imzaladığı ve bu gelirlerin bir kısmını örgüt kasasına aktardığı tespitine iddianamede yer verildi.
İddianamede, İSTAÇ AŞ bünyesinde bulunan hafriyat döküm sahalarının Gülibrahimoğlu’nun uhdesine verilerek hafriyat döküm işinde İstanbul’da tekel olmasının sağlandığı, Cebeci maden sahalarına izinsiz ve kaçak dökümler yapıldığı, bunun sonucunda orman alanlarına zarar verildiği ve 2021–2025 yılları arasında çok yüksek tutarlarda suç geliri elde edildiği iddia edildi.
Gülibrahimoğlu’nun, fahiş fiyatlı döküm işlemleri, sahte fiş ve faturalar üzerinden elde ettiği gelirlerin bir kısmını özel jetiyle yurt dışına kaçırdığı, bir kısmını ise şahsi zenginleşmesinde kullandığı iddianamede belirtildi.
ŞÜPHELİ SOYTEKİN’İN KİŞİSEL HESABINA 1,6 MİLYAR LİRA PARA GİRİŞİ
İddianamede, şüpheli Adem Soytekin’in belediyede resmi bir görevi bulunmamasına rağmen örgüt içerisinde “yönetici” konumunda yer aldığı ve inşaat ihaleleri, ödemeler, daire satışları gibi kritik süreçleri yönettiği belirtildi.
Soytekin’in, KİPTAŞ ihalelerinde kimin davet edileceği ve ödemelerin nasıl yapılacağına dair talimatlar verdiği, ayrıca imar, iskan ve ruhsat başvurularında iş insanlarıyla belediye arasındaki rüşvet görüşmelerine aracılık ettiği öne sürüldü.
İddianamede, Beylikdüzü döneminden itibaren örgüt yapılanmasında aktif rol aldığı belirtilen Soytekin’in, Sulkar ve Asoy inşaat şirketleri üzerinden rüşvetin devrini sağladığı, bazı iş insanların alınan daireleri “barter” yöntemiyle yasal gösterme çabasında bulunduğu iddianamede ifade edildi.
Ayrıca, örgüt adına tahsil edilen çek ve nakitlerin Soytekin’in şirketleri üzerinden aklandığı, sahte faturalar kesilerek suç gelirlerinin “sisteme” aktarıldığı belirlendi.
İddianamede, Soytekin’in şirketlerinin örgütün kasası gibi kullanıldığı, MASAK raporlarında ise, 2024 yılı içinde Soytekin’in kişisel hesaplarına nakit 1,6 milyar lira giriş, 1,1 milyar lira çıkış işlemi yapıldığı, şirketlerinde de milyarlarca liralık para hareketinin tespit edildiği belirtildi.
ŞÜPHELİ GÜN VE ÖZKAN’IN ÖRGÜTÜN GİZLİLİK VE TALİMAT SÜREÇLERİNİ YÜRÜTTÜĞÜ İDDİASI
İddianamede, “yönetici” konumunda bulunan diğer bir şüpheli Hüseyin Gün’ün aynı zamanda “casusluk” suçundan yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandığı hatırlatıldı.
Gün’ün, uzun yıllardır örgüt elebaşı Ekrem İmamoğlu’nun siyasi danışmanlığını yapan Necati Özkan ile yakın ilişki içinde olduğu, ikilinin “Wickr” adlı şifreli mesajlaşma uygulaması üzerinden kod isimlerle iletişim kurarak örgütün gizlilik ve talimat süreçlerini yürüttüğü ifade edildi.
İddianamede, Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) raporuna göre, Gün’ün teknik planlamasında yer aldığı “İstanbul Senin” adlı mobil uygulama üzerinden yaklaşık 4,7 milyon vatandaşın kişisel verisinin yasa dışı biçimde ABD ve Almanya’ya aktarıldığı tespitine de yer verildi.
İsrail’in Batı Şeria’daki zulmü sürüyor! Filistinlilere ait evleri ve ahırları yıkıyorlar
ŞÜPHELİ ERTAN YILDIZ’IN MAL VARLIĞINDAKİ DİKKAT ÇEKİCİ ARTIŞLAR
İddianamede, şüpheli Ertan Yıldız’ın örgüt içinde “yönetici” pozisyonunda bulunduğu ve İBB iştiraklerinden sorumlu kişi olarak örgütün ihale süreçlerinde etkin rol oynadığı belirtildi.
Yıldız’ın, Kültür AŞ, Medya AŞ ve BİMTAŞ dışındaki iştiraklerin ihalelerini yönettiği, bu ihalelere ilişkin gizli belgeleri kendi biriminde toplayarak kazanan firmaları örgüt adına belirlediği ifade edildi.
Ayrıca, ihale bedelleri belirlenirken “sistem payı” adı altında rüşvet tutarlarını önceden kararlaştırdığı, bu paraları çantacılar aracılığıyla toplattığı ve hakediş ödemelerini erkene almak isteyen firmalardan da rüşvet aldığı kaydedildi.
Mali incelemelerde, Ertan Yıldız’ın mal varlığında dikkat çekici artışlara ilişkin tespitlere de iddianamede yer verildi.
İddianamede, tapu kayıtlarına göre, 2014 yılı öncesinde 1 çatı piyesli daire sahibi olan şüphelinin, 2014–2019 yılları arasında 2 mesken, 1 ofis, 6 rezidans ve 1 apartman ünitesi, 2019 sonrasında ise 1 mesken, 3 rezidans, 1 süit villa, 3 arsa ve 1 tarlaolmak üzere toplam 14 taşınmaza sahip olduğu belirlendi.

Gürcistan’da düşen C-130 uçağında 20 şehit! Enkaz alanından son bilgiler…