
Emekli olduktan sonra birçok insan için hayatın temposu yavaşlar. Sosyal çevre daralır, günlük rutinin içinde zaman kimi zaman boşluklara dönüşür. Pek çoğu için “Artık evde dinlenme zamanı” denir. Ama Tazelenme Üniversitesi öğrencileri bu düşünceyi kökten değiştirdi. Onlar, belli bir yaştan sonra sadece oturmayı, beklemeyi, geçip giden günleri izlemeyi değil, yeniden öğrenmeyi, üretmeyi ve paylaşmayı seçti. Kimisi ilk kez üniversite sıralarına oturdu, kimisi yıllar sonra öğrencilik heyecanına yeniden yaşadı…
17 üniversite
Türkiye’de yaşlılık alanında yaptığı öncü çalışmalarla tanınan Prof. Dr. İsmail Tufan tarafından 2016 yılında hayata geçirilen Tazelenme Üniversitesi, 60 yaş ve üzeri bireylerin akademik, sosyal ve kültürel anlamda yeniden hayata tutunmasını sağlayan eşsiz bir model. Türkiye’de17 aktif Tazelenme Üniversitesi bulunuyor. Bu üniversitelerde 6 bin 320 öğrenci aktif olarak öğrenim görüyor. Üstelik bu öğrenciler yalnızca derslere katılmakla kalmıyor, sosyalleşiyor, birlikte öğreniyor, üretiyor ve yaşamın ileri dönemlerinde de zihinsel ve ruhsal olarak aktif kalmanın gücünü bizzat yaşıyor. Üniversiteye katılanlar arasında hiç üniversiteye gitmemiş bireyler olduğu gibi, üniversite mezunu, akademik kariyer sahibi olanlarda bulunuyor,ortak noktaları ise “Öğrenmenin yaşı yok…”
‘Erkekler örgü ördü kadınlar tamir yaptı’
Nuray Türker (72): Emeklilikten sonra hayatımın tekrar anlam kazandığı bir yolculuğa çıktım: Tazelenme Üniversitesi. Tam 4 yıl boyunca bu üniversitenin bir öğrencisi oldum. Ardından da iki yıl yüksek lisans yaptım. Bugün geriye dönüp baktığımda, ‘Gerçekten tazelendik’ demekten başka bir şey gelmiyor aklıma. Bu üniversitede hukuk dersi de aldık, arkeoloji de gördük. Felsefe konuştuk, tarım üzerine öğrendik. Yaşlılıkta bize destek olacak sağlık eğitimlerine dair birçok derse katıldık. Kendimize, bedenimize, ruhumuza yatırım yaptık. Ama sadece derslerle sınırlı değildi bu deneyim. Burada roller değişti, kalıplar kırıldı. Erkekler örgü ördü, kadınlar tamir yaptı. Erkekler mutfağa girdi, yemek yaptı. Herkes kendine yeni bir alan buldu. Bu belki de en güzel tarafıydı. Sosyalleşme açısından o kadar kıymetli günler yaşadık ki… Yeni dostluklar kurduk, birlikte güldük, birlikte öğrendik. Biz bu üniversitede şaşırmayı öğrendik. Yeni şeyler öğrenmenin heyecanını tekrar tattık, dinçleştik. Oğlum bana diyor ki, ‘Anne zaman seni dinçleştirdi, yaşlanmıyorsun.’ Gerçekten de öyle hissediyorum. Zaman bizim için bir noktada durdu sanki. Daha aktifiz, daha canlıyız, hayat daha dinamik artık bizim için.
Hedef doktora
Erdal Türker(78): Yıldız Teknik Üniversitesi’nden mezun, yıllarımı mühendislik alanında çalışarak geçirdim. Emekli olduktan sonra hayatıma bambaşka bir yön verdim ve Tazelenme Üniversitesi’ne katıldım. 4 yıl boyunca bu üniversitenin bir parçası olmak, bana adeta ikinci bir gençlik sundu. Her hafta 3 gün okula gidiyorduk. Sınıflarda derslere katılıyor, ama hiçbir not kaygısı taşımadan öğrenmenin tadını çıkarıyorduk. Sanattan sağlığa, tarihten teknolojiye birçok alanda dersler aldık. Zihnimizi taze tuttuk, yeni bilgilerle beslendik. Beyin nöronlarımızı tekrar harekete geçirdik. Tazelenme Üniversitesi sadece derslerden ibaret değildi. Sosyal anlamda da çok aktif bir hayatımız oldu. Yeni arkadaşlıklar kurduk, hobiler edindik, hayatımıza renk geldi. Gerçekten de heyecan kattı. Sosyalleştik, yaşama başka bir gözle bakmayı öğrendik. Dört yılın sonunda durmadım, iki yıl daha devam ettim ve yüksek lisans programını da tamamladım. Şimdi önümde yeni bir hedef var doktora. Evet, 78 yaşındayım ama hâlâ öğrenmeye, gelişmeye, üretmeye hevesliyim. Zihin yaşlanmaz, onu diri tutan tek şey meraktır, öğrenme isteğidir.
‘Sadece bir okul değil yaşam alanı’
Gülsüm Kuru Atalay (73): Emekli bir sınıf öğretmeniyim. Emekliliklehayatın içine daha çok karışmayı seçtim, azelenme Üniversitesi’ne adım atmamla başladı. Önce 4 yıllık lisans eğitimimi tamamladım. Ardından 2 yıllık yüksek lisans programına başladım. Pandemide bazı dersleri uzaktan takip etmek zorunda kalsak dabu süreç bana çok şey kattı. 8 yıldır bu okulun bir parçasıyım. Tam 8 yıl! Her günü ayrı bir kazanım, ayrı bir canlılık oldu. Tazelenme Üniversitesi beni bambaşka bir boyuta taşıdı. Bu okulda sadece bilgi edinmedik, birlikte güldük, tartıştık, düşündük, dost olduk. Yaşımız ne olursa olsun öğrenmenin yaşı olmadığını hep birlikte gördük. Zihinsel tazelenmenin ruhumuza ne kadar iyi geldiğini hissettik. Zihnimizle bedenimiz de canlandı. Yeniliklere açık olmanın, merakınher yaştan insana ne kadar iyi geldiğini bu okulda öğrendim. Her geçen gün kendimi biraz daha ileri taşımış hissettim. Öğrencilik hayatını sürdürmek beni zinde tuttu. ‘İyi ki gitmişim, iyi ki de gitmişiz’ diyorum. Tazelenme Üniversitesi sadece bir okul değil, benim için bir yaşam alanı, bir yenilenme merkezi oldu. Hayat boyu öğrenmenin ne demek olduğunu gerçekten yaşadım.
‘Hayatı öğretti’
Serdar Kencebay (70): 9 yıldır Tazelenme Üniversitesi’ne devam ediyorum. Hazırlık sınıfıyla başladık, sonra 4 yıllık lisans eğitimimizi tamamladık. Ardından pandemi döneminde bir yıl ara verdik ama uzaktan eğitimle devam ettik. Daha sonra yüksek lisansa başladık. Bu süreçte bizden sonra gelen arkadaşları bekledik, onlarla beraber bitirdik. Şimdi de kısmetse, hocalarımızın desteğiyle bu yıl doktora programına başlayacağız. Bu üniversiteyle birlikte sosyal yaşantımız çok değişti.Sosyal yönümüz de bu sayede çok gelişti. Ben üniversite mezunu değildim. Tazelenme Üniversitesi benim ilk üniversite deneyimim. Artık hedefimiz hocalık yapmak. Gençleştik mi derseniz, gençleşmek demeyelim ileri yaşımızı durdurduk diyebilirim. Hayatı nasıl anlamlandıracağımızı öğretti.”
Japonca öğrendi
Aynur Korkmaz(69): Emekli olduktan sonra kendimi bir boşlukta hissettim. Hayatımın büyük bir kısmını öğretmen olarak geçirmiştim, ama emeklilikle birden bire her şey durmuş gibiydi. Ne yapacağımı bilemedim. Ta ki Tazelenme Üniversitesi’ne başlayana kadar, bu üniversite bana yeniden yaşadığımı hissettirdi.Buraya geldiğimde fark ettim ki, öğrenmenin yaşı yok. Bu süreç beni öylesine motive etti ki, bu yaşımda Japonca öğrendim. Seçmeli derslerimizden biri de işaret diliydi, onu da öğrendim. Bize sadece akademik bilgi değil, hayat bilgisi de verdiler. Sosyalleşmemiz için çeşitli etkinlikler düzenlendi. Sağlık derslerinden tutun da yemek yapmaya, örgü örmeye kadar birçok alanda eğitim aldık. Erkek öğrenciler bile örgü ördü, yemek yaptı. Herkese tavsiye ediyorum. Katılın, öğrenin. Alzheimer gibi hastalıklara karşı bile koruyucu etkisi olduğunu yaşadım,kendime güvenim arttı. Üniversite sayesinde farklı şeyler yapabileceğimi gördüm.Tazelenme Üniversitesi bana yeniden bir hayat sundu.
YARIN: Yaşlılar anlatıyor, en büyük endişeleri: YALNIZLIK