

Tahsin TUNA / BERGAMA
Editör:Polalatmedya– Uluslararası Bergama Kermesi kapsamında düzenlenen “İklim Krizi ve Gıda Güvenliği” paneli, akademik birikimi ve yerel gerçekliği harmanlayan çarpıcı değerlendirmelere sahne oldu. Panelde kuraklık, iklim değişikliği, gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarım politikaları bilimsel veriler ışığında masaya yatırıldı.
Prof. Dr. Pınar Fedakar: “Tarım şehri Bergama, örnek olmalı”
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Pınar Fedakar, iklim krizinin sadece çevresel değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik bir tehdit olduğunu vurguladı. “İklim krizine neden olan unsurlar arasında savaşlar, kutuplardaki buzulların erimesi ve plansız kentleşme gibi faktörler var. Biz farkında olmadan ani iklim değişimleri, don olayları gibi sonuçlarla yüzleşiyoruz,” diyen Fedakar, gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için yerelden başlayarak sürdürülebilir tarım planlamalarının yapılması gerektiğini ifade etti. Bergama gibi tarımsal potansiyeli yüksek bir ilçenin, örnek bir tarım politikasıyla Türkiye’ye model oluşturabileceğini vurguladı.
Fedakar, dengesiz beslenmenin ve yetersiz gıda erişiminin özellikle kırsal bölgelerde çocukların sağlıklı gelişimini engellediğini, bunun da uzun vadede “tıfıl bir toplum” yapısına zemin hazırladığını kaydetti. “Ailevi tarım geleneklerimizi unuttuk, toprağı tanımayan politikalarla gıda güvenliğini kaybetme noktasına geldik,” dedi.




Dr. Barış Onur Örs: “Bu meseleler siyasi değil, hayati”
Ege Üniversitesi Antroposen Araştırma Grubu’ndan Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Barış Onur Örs ise konuşmasında iklim krizi ve gıda güvenliğinin, bugünün olduğu gibi geleceğin de meselesi olduğunu belirtti. “Doğal dengenin bozulması, savaşlar ve küresel krizler iklim değişikliğinden bağımsız düşünülemez,” diyen Örs, bu sorunlara siyasi değil bilimsel ve toplumsal bakışla yaklaşılması gerektiğini savundu.
Prof. Dr. Renan Funda Barbaros: “Çiftçi çözümü bizden iyi bilir”
Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Renan Funda Barbaros ise tarım politikalarının sahada uygulayıcı olan çiftçilerin deneyimiyle şekillenmesi gerektiğini belirtti. “Şirketleşen gıda zincirleri, gıda güvenliği için büyük bir tehdit oluşturuyor. Atmosferdeki sera gazlarının %20’sinden sorumlu olan tarımsal faaliyetler için çevre dostu önlemler acilen alınmalı,” uyarısında bulundu. Barbaros, “Çiftçiyi dışlayarak değil, onun bilgi birikimini merkeze alarak gıda güvenliği sağlanabilir,” dedi.
Panelin genelinde yapılan değerlendirmelerde, gıda güvenliğinin sağlanmasının sadece bir üretim değil, aynı zamanda bir kültür, planlama ve doğayla uyum süreci olduğu vurgulandı. Bilim insanları, geçmişin bilgeliğini ve yerelin gücünü yeniden keşfetmeden, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin mümkün olmayacağını vurguladı.