

İzmir’de yaşayan 29 yaşındaki Özlem S.K’nın geçirdiği bel ameliyatı sonrası genç yaşta kısmi felç kalması üzerine başlatılan soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı.
İzmir’de yaşayan 29 yaşındaki Özlem Selek Koç’un geçirdiği bel ameliyatı sonrası genç yaşta kısmi felç kalması üzerine başlatılan soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı. Müşteki avukatları tarafından yapılan suç duyurusunda, ameliyatı gerçekleştiren doktorun sorumluluktan kurtulmak amacıyla epikriz raporunda sahtecilik yaptığı iddia edildi.
Olay, 24 Nisan 2021 tarihinde Özel Med…na İzmir Hastanesi’nde gerçekleşti. Belindeki rahatsızlık nedeniyle beyin cerrahı Dr. M.S’ye başvuran Özlem Selek Koç, kapalı yöntemle ameliyat edildi. Ameliyatın ardından bacaklarında his kaybı ve hareket kısıtlılığı yaşamaya başlayan Özlem Selek Koç’a kısmi felç teşhisi kondu. Bunun üzerine mağdur kadının avukatları, doktor hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Adli Tıp: “Komplikasyon, Tıbbi Kusur Yok” Dedi
2021 yılında açılan ilk soruşturmada Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, ameliyatın modern tıp uygulamalarına uygun olduğu, hastanın aydınlatılmış onamının alındığı ve doktorun tıbbi kusuru bulunmadığı belirtildi. Raporda, yaşanan durumun “komplikasyon” olarak değerlendirildiği ve şüpheli hekime soruşturma izni verilmediği kaydedildi. Bu kapsamda savcılık, kamu davası açılmasına gerek olmadığına karar verdi.

Epikriz Raporunda İki Ayrı Versiyon! Sahtecilik Şüphesi
Ancak süreç, müşteki vekilinin 29 Temmuz 2022 tarihinde yaptığı yeni suç duyurusuyla farklı bir boyut kazandı. Dilekçeye göre, ameliyat sonrası hastaneden taburcu edilirken hastaya ve eşine verilen epikriz raporu ile daha sonra soruşturma dosyasına sunulan epikriz raporu arasında ciddi farklılıklar vardı.
İddialara göre, soruşturma dosyasına ibraz edilen ikinci epikriz raporuna, “acil ameliyat önerildi, ancak hasta kabul etmedi” şeklinde ek bir ifade eklendi. Bu değişiklikle doktorun sorumluluktan kaçınmaya çalıştığı öne sürüldü.
Tanık: “Raporu Bizzat Doktor Verdi, O İfade Yoktu”
Olay günü hasta yakınlarına evrakları teslim eden tanık beyanı da iddiaları destekler nitelikte. Tanık, epikriz raporunu doktorun kendisinin verdiğini ve içinde “acil ameliyat önerildi, hasta kabul etmedi” şeklinde bir ifadenin olmadığını, raporda sadece fizik tedavi önerisinin yer aldığını belirtti.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı Talimat Bürosu aracılığıyla alınan Özel Denizli Cerrahi Hastanesi kayıtları da bu beyanı destekledi. Hastaneye ibraz edilen epikriz raporunun, taburcu gününde alınan ve herhangi bir müdahaleyi reddetme ifadesi içermeyen versiyon olduğu belirlendi.
Doktor: “Hatırlamıyorum, Sekreter Hatası Olabilir”
Hakkında yeniden soruşturma başlatılan Dr. M.S, savcılıktaki ifadesinde suçlamaları reddetti. Raporlar arasında fark olduğunu kabul eden Sayın, hangisinin önce düzenlendiğini hatırlamadığını, muhtemel bir sekreter hatası ya da eksik veri girişi olabileceğini iddia etti. Ayrıca, Denizli’ye gönderilen epikrizde imzası bulunmadığını da ifade etti.
Savcılık: “İki Belge Üzerinde farklılık Var”
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın sonucunda hazırlanan iddianamede, Dr. M.S’nin görev yaptığı Özel Med…na İzmir Hastanesi’nde 98494 protokol numarasıyla kayıtlı epikriz raporu üzerinde bilinçli bir değişiklik yaptığı ve bu belgeyi soruşturma dosyasına sunarak “özel belgede sahtecilik” suçunu işlediği belirtildi.
Savcılık, rapora yapılan eklemenin doktorun sorumluluğunu ortadan kaldırma amacını taşıdığına, müştekilerin taburcu oldukları gün raporda böyle bir ifadenin yer almadığına ve tanık ifadelerinin bunu doğruladığına dikkat çekti.
Kamu Davası Açıldı
İddianame kapsamında Dr. M.S hakkında “özel belgede sahtecilik” suçundan kamu davası açıldı. Savcılık ayrıca, mahkeme tarafından hüküm verilmesi durumunda Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi gereğince sanığın belirli haklardan yoksun bırakılmasını da talep etti.