

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanmasıyla başlayan grev, kenti adeta kilitledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanmasıyla başlayan grev, kenti adeta kilitledi. 23 bin işçinin çalıştığı İZELMAN ve İZENERJİ bünyesindeki grev, ulaşımı ciddi şekilde etkilerken, tartışmalar sadece işçi ücretleriyle sınırlı kalmadı.
60 Bin TL Maaş Krizi ve “Beğenilmedi” Tartışması
Grevdeki sendikanın, teklif edilen ortalama 60 bin TL’lik maaşı yetersiz bulduğu ve taleplerinden geri adım atmadığı kamuoyunda büyük tepki topladı. Asgari ücretin 22 bin TL olduğu bir ülkede bu rakamın “yetersiz” bulunması, vatandaşlar arasında ciddi bir hoşnutsuzluk yarattı. İzmir’de günlerdir süren grev nedeniyle otobüs seferleri aksarken, toplu taşıma sisteminin büyük bir kısmı tamamen devre dışı kaldı.
Geçmiş Dönemin “Seçim Yatırımı” Zamları Bugünü Kilitliyor
Tartışmaların odağında, önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yaptığı yüksek maaş artışları da var. Kamuoyunda sıkça dile getirilen eleştiri, bu artışların “seçim yatırımı” amaçlı olduğu ve bugün bütçeyi zora soktuğu yönünde. Mevcut yönetimin eli ise geçmişin bu politikaları yüzünden ciddi şekilde bağlanmış durumda.

Merkezi Hükümetin Tahsilat Baskısı da Etkili
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin SGK ve vergi borçlarına yönelik merkezi hükümetin tahsilat baskısı, mali krizi derinleştiriyor. Belediyeye her ay yüksek miktarda yapılandırılmış borç ödemesi yapılması zorunluluğu getirilirken, birçok büyük özel şirketin vergi borçlarının ya silinmesi ya da ertelenmesi kamuoyunda “çifte standart” eleştirilerine yol açıyor.
Cemil Tugay İçin Zor Karar: Direnmek mi, Boyun Eğmek mi?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, mevcut tablo karşısında üç olası senaryoyla karşı karşıya:
Sendikanın zam talebi kabul edilir, ancak bütçede hizmetlere ayrılacak kaynak tükenir.
Sendika ile makul bir ücrette anlaşmak için direniş sürdürülür ve halkla kenetlenerek kamuoyunun desteği alınır.
Sendikanın talebi kabul edilir, ancak personel fazlalığı bulunan birimlerde işten çıkarmalarla bütçe dengelenir.
Personel Fazlalığı ve Belediye Yapısındaki Şişkinlik Göz Ardı Edilemez
Uzmanlara göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ciddi bir personel fazlalığı mevcut. Bu şişkin yapı hem hizmet verimliliğini düşürüyor hem de mali yükü artırıyor. Cemil Tugay’ın bu noktada mali disiplini sağlayacak bir reforma yönelmesi, kamu kaynaklarının etkin kullanımı açısından kritik görülüyor.
Sonuç: Krizin Bedelini Kim Ödeyecek?
İzmir’deki grev sadece maaş pazarlığı değil, yıllardır biriken yapısal sorunların gün yüzüne çıkışı oldu. Vatandaşlar, hem geçmiş yönetimlerin hatalarının hem de merkezi yönetimin sıkı tahsilat politikalarının bedelini ulaşım kesintileriyle ödüyor. Sendikanın tavrı ise “hak mücadelesi mi yoksa fırsatçılık mı?” sorularını da beraberinde getiriyor.
İzmir için kritik bir eşikteyiz: Ya bu kriz adil ve akılcı şekilde çözülecek ya da faturası yine halkın cebinden çıkacak.