
Son Mühür – Ayşegül Koç / DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Sarı, toplu iş sözleşmesi süreçlerine dair gündeme gelen “Genel merkez devreye girdi” iddialarına açıklık getirdi. Sarı, yetkinin şubelerde olduğunu vurgulayarak, bazı çevrelerin kargaşa çıkararak sendikayı yıpratmaya çalıştığını belirtti. “Gaziemir ile mutabakata varıldı” Gaziemir Belediyesi ile DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sarı; “Gaziemir Belediyesi’nde dün akşam saat onda başlayan görüşme trafiği bugün sabah saat altı buçuk, yediye kadar devam etti. Orada yetkili şubemiz var, belediye ile birlikte mutabakata varmışlar. Doğal olarak şubemizin temsilcileri aşağıda haber bekleyen üyelerimize gidip bunları anlatırken ortalık karışıyor. Sanki toplu sözleşme genel merkez tarafından imzalanmış gibi. Sanki buradaki şube yok sayılmış gibi. Oysa böyle bir şey yok. Toplu sözleşmenin ilk başladığı günden bugüne kadar son güne kadar şube başkanımız ve yönetim kurulumuz orada kendi talepleri doğrusunda bir mücadele hattı örmüş ve bugün mutabık kaldıkları konular arkadaşlara açıklanmadan bu toplu sözleşmenin imzalandığı ile ilgili bilgilendirme yapılmadan böyle bir provakatif eylem içerisine girmişler. Şube başkanımız gelinen noktada maaşları açıklamaya başlamış ve biz bu konuda mutabık kaldık, imzalamaya çıkıyoruz demiş. Yönetimimiz kendi iradesiyle toplu sözleşme yetkisinden almış olduğu irade ile işçiden almış olduğu iradeyle toplu sözleşme imzalıyor. Yayına girmeden haber aldığım için çok detay alamadım ama buradan kamuoyu ile de paylaşalım. 44 bin lira en düşük ücret olmak üzere 58 bin lira en yüksek ücret olmak üzere imza atılmış. Her 6 ayda bir de enflasyon farkları dediğimiz altı aylık enflasyon ne çıktıysa bu rakamların üstüne ilave edilerek iki yıllık bir toplu sözleşme imzalandı. Yani kargaşa aslında şu: son dönemlerde Çiğli’de yapılan toplu iş sözleşmesine genel merkezin müdahale ettiği söylentileri. Türkiye’nin hemen hemen en büyük sendikalarından biriyiz, demokratik bir sendikayız. Her sese kulak vermeye ve ona cevap vermeye çalışıyoruz. Bir başka sendika gibi siz karışmayın, biz gidiyoruz imzalıyoruz değil. Ama bugün geldiğimiz koşullarda Türkiye’de her ne kadar açlık ve yoksulluk sınırının birinin 26 bin lira birinin 83.500 lira olduğu bir yerde 58 bin liranın yetmeyeceğini, işçilerin ve emekçilerin bu parayla geçilemeyeceğini biz biliyoruz. Ama geldiğimiz durumlarda Türkiye toplumundaki tüm çalışanların şunu da çok iyi bilmesi gerekiyor. Burası ana muhalefet belediyelerinin olduğu yerler. İktidar bu belediyelerin gelirlerine el koyuyor” diye konuştu. “Merkez imza attı diyerek kargaşa çıkarmak istiyorlar” ‘Genel merkez, toplu iş sözleşmesine müdahale etti’ iddialarına da yanıt veren Sarı; “Genel merkez bütün yetkileri şubelere bırakır. Sonuçta bir bütündür. Genel merkez imza yetkilisidir asıl imza yetkisi genel merkezdir. Ama genel merkez imza yetkisini aşağıdaki şubeye verir. Şube bütün görüşmeleri her şeyi yapar. Eğer ihtiyaç varsa herkes buna destek verir ama Çiğli’de, Gaziemir’de rol kapma yarışı var. Sonuçta aynı iş kolunda üç dört sendika var. Buranın üzerinden giderek yıpratma politikası var. Genel merkez imza attı diyerek orada bir kargaşa çıkarmak istemektedirler. Merkezin imza atması mümkün değil. Biz demokratik bir sendikayız” dedi. “Konak’ta tıkanıklıklar var” İZELMAN ve İZENERJİ ile görüşmelerin sürdüğünü belirten Sarı, özellikle Konak Belediyesi ile yürütülen müzakerelerde tıkanıklık yaşandığını ifade etti. Sarı; “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde İZELMAN ve İZENERJİ ile görüşmelerimiz hala devam ediyor. Önümüzdeki günlerde görüşmeler olacak. Oradaki sürecimiz yaklaşıyor. Yani mayısın sonuna kadar bitirmemiz gerekiyor. Daha doğrusu bize kalsa yarın biter. Ama dediğim gibi Büyükşehir, uygulanan bu ekonomik politikalardan kaynaklı zor bir süreç yaşıyor şu dönem. Fakat haklıyız çünkü aynı iş kolunda çalışan arkadaşlarımızın birisi iki lira alırken birinin bir lira olması akla ve mantığa sığmaz. Bir de Konak Belediyesi var. 6-7 Mayıs arası galiba son günler onu konuşuruz ama Büyükşehir mayısın sonunda onu konuşmak için çok erken. İlk önceliğimiz Narlıdere ve Konak. Toplu sözleşmeleri yoluna koyarak hiç kimsenin mağdur olmadan hem emekçilerin hem bu kentin mağdur olmaması için elimizden gelen bütün katkıyı koymak istiyoruz. Benim çağrım burada belediye başkanlarına olsun. Yani iki saatte, üç saatte veya bir tam gün oturduğumuzda bitirebileceğimiz bir toplu sözleşmede zamanla oynayarak son güne getirdiğinizde hem kentlinin huzuru kaçıyor, hem çalışanların huzuru kaçıyor. Oysa belediye başkanları bu kenti yönetmek için gelmiştir. Bu kenti yönetmek için gelmişse bu kenti yönetmeye yardımcı olacak arkadaşlarıyla oturup muhatap olmak zorundadır. Bu muhataplık olmadığı sürece bu toplu sözleşme masası dağılır, dağılan masalarda da grev çıkar. O yüzden öncelikle belediye başkanlarının birlikte çalıştığı çalışma arkadaşlarının sorununu çözmesi için çok acil masada olması gerekir diye düşünüyorum. Bunu yaparlarsa biz bütün kollarımızı açarız, birlikte bu sorunu çözeriz diye düşünüyoruz. İZELMAN ve İZENERJİ için daha zaman olduğundan bir şey demeyeceğim ama Konak’ta biraz tıkanıklık var. Narlıdere’de aşacağımızı düşünüyorum” dedi.