
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle; Size konuşmama başlarken bir sürpriz yapalım istedim. Muhammed ve sınıf arkadaşlarını ile sahneye alalım. İçişleri bakanlığımızın kıymetli mensupları, sevgili öğrenciler sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Niye böyle başladım hatırlayın, Kılıçdaroğlu iktidara geldiğinde Suriyeli muhacirleri Suriye’ye göndereceğini söylemişti. Ben aksini söylemiştim. Çünkü bizim bakışımız farklıydı. Şimdi burada küçük muhacirler var. Bunlar bizim evlatlarımız. Öğretmenlerimiz de onları yetiştirdiler işte güzellik burada. Ensar olmak ne kadar güzel, işte burada.
Göç meselesi son yıllarda tüm dünyanın gündemini meşgul ediyor. Savaş, istikrarsızlık, terör, iklim değişikliği gibi sebeplerle doğdukları toprakları terk etmek zorunda kalıyorlar. Dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var, 165 milyonun üzerinde göçmen işçi sayısı var. En az 20 kişinin göç etmek mecburiyetinde kaldığını gösteriyor. Dünya nüfusunun 3,6’sı bugün göçmen olarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Maalesef bu oranlar katlanarak artmaktadır. Hemen her gün umut yolcularının ölümüyle sonuçlanan bir felaketin haberini alıyoruz.
Unutmayın Ege’de, Akdeniz’de botların içerisinde botlar şişlenerek, öldürülen göçmenler var. Bunları hep birlikte gördük, yaşadık. İnsafsızca bunlar yapıldı. Son 10 yılda 72 binden fazla insan göç yolunda hayatını kaybetti.Nice masumun hayatı organ ve fuhuş mafyası dahil insan tacirlerinin kanlı pençelerinde sönüp gitti.
Her ne kadar göç ve göçmen meselesiyle son dönemde yoğun bir şekilde yüzleşiyor olsak da aslında biz bu konunun yabancısı değiliz. Anadolu tarih boyunca göçmen yeri oldu.
Şikayet etmiyoruz… Bilakis düşenin elinden tutmayı, komşuluk ve insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz.
TÜRKİYE KAÇ GÖÇMEN VAR?
Türkiye’de muhalefetin iddia ettiği göçmen sayısı yok. 2 milyon 768 bini geçici koruma statüsündeki Suriyeli kardeşlerimiz,1 milyon 90 bini ikamet izni ile kalanlar olmak üzere toplam 4 milyon 33 bin göçmen vardır.
Göç ve göçmen konusunda hükümetimizin politikası gayet nettir. Biz göç meselesine binlerce yıllık medeniyetimiz, tarihimiz, bizi biz yapan kadim geleneğimizden bakıyoruz.
“SURİYE KENDİNİ YAVAŞ YAVAŞ TOPARLIYOR”
Suriye’de 13,5 yıl süren zulüm ve çatışmalar 8 Aralık itibarıyla sona erdi. 1 milyon insanı katleden Esad rejimi devrilirken Suriye halkının özgürlüğünü temsil eden yeni yönetim göreve geldi. Yeni yönetim savaş yorgunu Suriye’yi yeniden ayağa kaldırmak için uğraşıyor. Suriye kendine geldikçe ülkedeki istikrar ve güven ortamı yükseldikçe dönenlerin sayısı arttı. 200 bin kişiye ulaştı. Vatan topraklarına onurlu biçimde dönenlerin sayısı da 931 bin 450 kişiyi buldu. Türkiye olarak son asrın en büyük sınavlarından birini vermenin haklı gururunu yaşıyoruz. Tam 13,5 yıl boyunca çok ağır eleştirilere maruz bırakıldık. Ülkemizdeki mazlumları otobüslere doldurup ölüme göndermekten birçok şey atlattık.
“KİM TEMEL GÖÇ POLİTİKALARIMIZIN DIŞINA ÇIKARSA KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAYACAĞIZ”
Nefret söylemlerine, ırkçı vandallığa müsaade etmeyeceğiz. Herhangi bir sebeple kim temel göç politikalarımızın dışına çıkarsa kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Göç, yeni bir buluşmadır. Göç, farklı insanların aynı zeminde bir araya gelmesidir. Göçmenlerin Türk ekonomisine katkıları sağlıklı bir şekilde tartışılmadı. Gelinen aşamada Türkiye’nin kalkınması ve hedeflerine ulaşması için beşeri sermayeye de ihtiyacı var. Toplum olarak bizim de daha objektif, ön yargılı olmadan tartışmamız gerekiyor. Ekonomimize katkı veren katma değer üreten kardeşlerimizle ilgili daha rasyonel politikaları almak zorundayız. Ülkemizin güvenliğinden demografik yapımızın korunmasından ödün vermeyeceğiz.