
Keşmir saldırısının ardından Hindistan-Pakistan hattında tansiyon yeniden yükseldi. Hindistan hükümeti, 26 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının arkasında “sınır ötesi terör bağlantıları” olduğunu öne sürerek komşusu Pakistan ile diplomatik ilişkilerini düşürdüğünü duyurdu. Başbakan Narendra Modi, saldırıya yönelik yaptığı ilk açıklamada teröristlerin cezalandırılacağını belirtirken, ülke genelinde güvenlik önlemleri artırıldı. Hindistan’dan Diplomatik Yaptırımlar Saldırı sonrası Hindistan yönetimi, Pakistan’a yönelik bir dizi diplomatik ve ekonomik yaptırımı hayata geçirdi. İlk olarak İndus Suyu Anlaşması askıya alındı. 1960 yılında imzalanan bu anlaşma kapsamında Hindistan ve Pakistan, sınır ötesi su kaynaklarını ortak kullanıyordu. Yeni Delhi, terör örgütlerine destek sağladığı iddiasıyla bu iş birliğini durdurduğunu açıkladı. Ayrıca, Attari-Wagah sınır kapısı kapatıldı. Saarc Vize Muafiyet Programı kapsamında Hindistan’da bulunan Pakistan vatandaşlarının 48 saat içinde ülkeyi terk etmeleri istendi. Daha önce verilen tüm vizeler iptal edildi. Diplomatik misyonlar da karşılıklı olarak azaltıldı. Hindistan, İslamabad’daki Yüksek Komisyon’daki personel sayısını 55’ten 30’a düşürme kararı aldı. Pakistan’ın Yeni Delhi Büyükelçiliği’nde görev yapan askeri danışmanlar ise “istenmeyen kişi” ilan edildi ve ülkeden ayrılmaları için bir hafta süre verildi. Başbakan Modi: “Hayal Bile Edemeyecekleri Bir Cezaya Çarptırılacaklar” Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Bihar eyaletinde yaptığı kamuoyu açıklamasında saldırıyı sert bir dille kınadı. Modi, “Bu saldırıyı gerçekleştiren ve tasarlayanlar, hayal bile edemeyecekleri bir cezaya çarptırılacak. 1.4 milyar Hintlinin iradesi, bu teröristlerin omurgasını kıracak. Terörizm cezasız kalmayacak. Adaletin sağlanması için her türlü çaba gösterilecek. Onları dünyanın sonuna kadar takip edeceğiz” ifadelerini kullandı. Keşmir’de Kanlı Saldırı: 26 Ölü Saldırı, Cemmu ve Keşmir’in Pahalgam bölgesinde, yalnızca yürüyerek veya atla ulaşılabilen turistik Baisaran Vadisi’nde düzenlendi. Saldırganlar, bölgedeki tatilcilere yakın mesafeden ateş açtı. Saldırıda 25’i Hintli, 1’i Nepalli olmak üzere toplam 26 kişi hayatını kaybetti. Hindistan polisi, olay sonrası Keşmir genelinde geniş çaplı bir operasyon başlattı. İlk etapta yaklaşık 1.500 kişi gözaltına alındı. Saldırıyı üstlenen örgüt ise Hindistan’ın terör listesinde bulunan Keşmir Direnişi (The Resistance Front – TRF) oldu. Örgüt yaptığı açıklamada, Keşmir bölgesine 85 binden fazla “yabancı” yerleştirildiğini iddia ederek, bunun “demografik yapıyı değiştirme girişimi” olduğunu ve saldırının bu nedenle düzenlendiğini savundu. Saldırıyla İlgili Şüpheliler Açıklandı Keşmir polisinden yapılan açıklamada, saldırıyı düzenledikleri belirtilen 3 şüphelinin ismi paylaşıldı. Bu kişilerin yakalanmasını sağlayacak bilgi verenlere 2 milyon rupi (yaklaşık 23 bin dolar) ödül verileceği duyuruldu. Şüphelilerden ikisinin Pakistan vatandaşı olduğu belirtildi. Pakistan’dan Sert Yanıt: “Sahte Bayrak Operasyonu Olabilir” Hindistan’ın suçlamalarına Pakistan Savunma Bakanı Khawaja Asif yanıt verdi. Asif, terörü kesin bir dille kınadıklarını vurgularken, saldırının Hindistan’ın gerilimi artırmak için düzenlediği bir “sahte bayrak operasyonu” olabileceğini savundu. Asif ayrıca, “Pakistan’a karşı yapılacak herhangi bir saldırıya aynı şekilde karşılık vereceğiz” ifadelerini kullandı. TRF: Hindistan’ın Terör Listesinde “Keşmir Direnişi (TRF)”, 2019 yılında Telegram platformu üzerinden kamuoyuna duyurulmuştu. Hindistan yönetimi, örgütün son yıllarda Keşmir’deki azınlık sivilleri hedef aldığını savunarak TRF’yi resmi terör örgütleri listesine almıştı. TRF, Hindistan’ın bölgeye müdahalesini “işgal” olarak nitelendiriyor. Keşmir: Bitmeyen Bir Gerginliğin Adı Keşmir, 1947’den bu yana Hindistan ve Pakistan arasında ihtilaflı bir bölge olarak öne çıkıyor. Her iki ülke de bölgenin tamamında hak iddia ediyor. Hindistan, kendi kontrolünde olan toprakları “Cemmu ve Keşmir” olarak tanımlarken, Pakistan ise kendi bölgesini “Azad Keşmir” olarak adlandırıyor. 2019 yılında Hindistan Başbakanı Modi hükümeti, bölgenin yarı özerk statüsünü tek taraflı olarak kaldırmış ve Keşmir’i doğrudan Yeni Delhi’ye bağlamıştı. Bu karar, bölgede hem toplumsal huzursuzluk hem de uluslararası düzeyde diplomatik tepkilere yol açmıştı.